Ergene Masaj Salonu Hizmeti Eda
Ergene Masaj Salonu
Vibeke omuz silkti ve bardağından bir yudum aldı. “Anders şehir dışında, seyahatte, akşama kadar da dönmeyecek. Ergene Masaj Salonu Ben de biraz kendimi eğlendirmeye karar verdim.” “Uzağa mı gitti?” “Avrupa’da bir yerlerde. Iyi mi olduğunu bilirsin. Asla bir şey söylemezler.” “Ne iş yapıyor?” “Kiliseler için lüzumlu bazı parçalar pazarlıyor.
Mihrap heykelleri, minberler, haçlar ve bu benzer biçimde şeyler işte. Yeni veya kullanılmış.” “Mm. Ve bunu Avrupa’da mı yapıyor?” “İsviçre’deki bir kilise yeni bir minbere ihtiyaç duyduğunda bu oraya pekala Ålesund’dan gelmiş olabilir. Eskisi de restore edildikten sonra Stockholm yahut Narvik’e gidebilir. O da devamlı seyahat ediyor. Evde olduğundan daha çok gezi ediyor.
Ergene Masaj Salonu
Özellikle de son aylarda. Aslına bakarsak son bir senedir.” Sigarasından bir nefes çekti ve içine çekerken “ama kendisi Hıristiyan değil.” “Değil mi?” Üzerinde küçük kırışıklıkları olan kıpkırmızı dudaklarından kalınca bir halka şeklinde dumanlar yükselirken başını hayır anlamında salladı. “Anne ve babası Şovuot Tarikatı’na mensupmuş. O da bu tür şeylerle büyümüş. Ben yalnız bir toplantısına gittim; ama ne oldu bil bakalım? Tüylerim diken diken oldu. Dudaklarını kıpırdatarak dualar etmeye başladıklarında ve öteki olan sona eren her şey. Sen hiç o tür toplantılarda bulundun mu?” “İki kere, ” dedi Harry. “Philadelphialılar grubunda.” “Ruhun kurtarıldı mı?”
“Maalesef hayır. Oraya sadece benim için mahkemede tanıklık edeceğini söyleyen birisi için gitmiştim.” “İsa’yı bulamadıysan bile minimumından tanığını bulmuşsundur.” Harry hayır anlamında başım salladı. “Bana artık toplantılara gelmediğini söylediler. Bana verilen adreslerin aslabirisinde de onu bulamadım. Doğrusu hayır, kesinlikle ruhum kurtarılmadı.” Harry birasını tamamlamış oldu ve yenisi için bara işaret etti. “Sana ertesi gün ulaşmaya çalıştım, ” dedi Vibeke. “İş yerinden.” “Öylemi?”
Harry telesekreterindeki sessiz bildiriı hatırladı birden. “Evet, fakat bana artık o sualşturmaya senin bakmadığını söylediler.” “Camilla Loen soruşturmasını söylüyorsan, bu doğru.” “Ben de bizim apartmandaki diğer polisle mevzuştum. Hani şu formda görünenle.” “Tom Waaler mi?” “Evet. Ona Camilla ile ilgili birkaç şey söyledim. Sen bizdeyken söyleyemeyeceğim türden şeyler.”